Korkun ama Yalan atmayın!







Eğer Çerkesseniz veya Çerkeslerle uzaktan-yakından bir ilginiz varsa hayatın zaman tünelinde mutlaka Yermolov adını duymuşsunuzdur. “ismimin yarattığı terör, sınırları kalelerden daha iyi koruyacak” mottosuyla Rusya’nın belki gelmiş geçmiş en büyük canavarı, insan kasabı general Yermolov. Bir başka deyişle “dağlıların yüreğine öncelikle korku salmak isteyen” ve bunun için bir insanda olması gereken asgari ahlaki ve vicdani değerlerini yitiren ve bu değersizlik eşliğinde vatanımızı-halkımıza mezarlığa çeviren katil Yermolov.





Yermolov hakkında çok şey yazılır başka bir zaman.. benim bugün yazmak istediğim Yermolov’dan ziyade; onun isminin yarattığı terörün ve içimizden birilerinin yüreğine saldığı korkunun bugünlere kadar gelen hali…





Çocukluk zamanlarımız hem cahil hemde cesaretliyiz. Empati yeteneğimizde gelişmemiş.. Birilerinizin beğenmediği o Reyhanlı’da hep bir Arap-Çerkes mücadelesi var o zaman irili ufaklı. İki toplum o coğrafyada birlikte yaşamaya mecbur, bir kere orası onların vatanı, bizde sürgün bir halkın parçasıyız… ama bir doku uyuşmazlığı var bizlerle onlar arasında.. Aslında şöyle Çerkese Çerkes diyerek bakarsak, Türkiye’nin her noktasında, her halkla bir doku uyuşmazlığımız var o zamanlar. Çünkü toplumada, kadınada, doğayada farklı yaklaşıyoruz, farklı örflerimiz, adetlerimiz var.. düğünlerde çaldığımız çalgılarda, oynadığımız oyunlarda farklı. Ama biz o birilerinin beğenmediği Reyhanlı’ya geri dönelim, bildiğim yerden yazayım. Bazen büyük sorunlar yaşanır, bazen küçük sorunlar yaşanır ama hep sorun olurdu.





Bazen bizde kendi cürmüğümüzde ateş olur, yapılması doğru olmayan bir şeyi yapıverirdik. Bir çocuğu döverdik, bir topu patlatırdık, bir bisikleti göle atardık, bir tavuk çalardık vs. vs. Yaptığımız şey “olay” olursa; evde mahkeme kurulur ve babamızın karşısına geçerdik. Babamız bize karıştığımız olayla ilgili sorular sorardı. Ama sorular sormaya başlamadan önce bize bir Çerkesin nasıl olması gerektiğiyle ilgili bilgi verir ve sonuna “Sakın yalan söylemeyin, başınızı keseceklerini bilseniz yalan söylemeyeceksiniz” diye ekler, olayla ilgili sorular sorardı. Bizde ne halt yemişsek olduğu gibi anlatırdık ve babamızda ettiğimiz halta göre bizleri cezalandırırdı. Bizim söylediklerimiz esastı, başkasını dinlemeye ihtiyaç bile duymazdı babam. Yalan atmayacağımızdan da öyle emindi.





Şimdi açık yüreklilikle soruyorum: Babanız size hiç “başınızı keseceklerini bilseniz bile yalan atmayın” demedi mi yahu? Ne kadar kolay, yüzünüz hiç kızarmadan, utanmadan sıkılmadan yalan atabiliyorsunuz?





Bir insanı beğenmeyebilirsiniz, fikirlerini ve eylemlerini gerek şahsi menfaatleriniz gerekse toplumsal düzenimiz için zararlı görebilirsiniz.. Eleştirilerinizle, karşı fikirlerinizle bir kişiyi yerden yere bile vurabilirsiniz hepsi normal. Farklı düşünüyor olabilirsiniz, düşünceleriniz çatışıyor olabilir, bunlarda normal.





Hatta Katil Yermolov’un yüreğinize saldığı korku bugün yaşıyor da olabilir, korkuyor olabilirsiniz bu da normal.





Ama;





yalan atamazsınız..





iftira atamazsınız..





algı yaratamazsınız..





Çünkü farklı düşündüğünüzde, fikirleriniz çatıştığında yada korktuğunuzda değil, yalan attığınızda, iftira attığınızda, algı yarattığınızda alçak olursunuz!





Yermolov’un isminin yarattığı terör; sizi kendi vatanınızdan uzak tuttuğunda, sessiz kıldığında, asimile ettiğinde değil, Yermolov isminin sınırları koruyan terörüne katkı sunduğunuzda köpek olursunuz!





Ne olursanız olun; alçak olmayın ve köpeklik yapmayın.



















Toplum için her biri kendi yöntemleriyle, bilgileriyle, yapabilecekleriyle ve iyi niyetleriyle bir şeyler yapan her insana bugüne kadar denmeyen kalmadı. Çerkes Soykırımı Tanınsın İnisiyatifi olarak İstanbul’da imza toplarken benimde birlikte olduğum grubu “bölücü” ilan ettiler. Diğer halklarla birlikte Çerkes olarak katıldığımız etkinliklerden sonra bizi kendi küçük kafalarıyla akıllarınca aşağılamak için “Ermeni, Yahudi” ilan ettiler. Toplumsal barış için kaleme aldığım şeylerden sonra “Ajan” dediler. Türkiye’nin en ötekilerinin ölümcül sorunlarına karşı yanlarında olduğumda “İbne-Top” dediler. Arkamdan “Çerkes değil” dediler.





Ya alçaldılar ya köpeklik yaptılar.





Bugün kendi vatanlarında Çerkes olarak yaşamak ve Çerkes olarak kalmak için mücadele veren, mücadele verenleri destekleyen insanlar için gizli bir ajanda açılıyor. Hepiniz bunu konuşmak zorunda değilsiniz, ama yalan ve iftira atmak yada yalanlarla-iftiralarla dolu bir algıyı yaymak zorunda da değilsiniz.





Hayra açılmayan ağzınızı şerre de yormayın bir zahmet.
Share:

Çerkesçe

Translate

Çerkesler

Çerkesya

Çerkesya ya da Çerkezistan (Çerkesçe: Адыгэ Хэку,[1] Rusça: Черке́сия, Gürcüce: ჩერქეზეთი, Arapça: شيركاسيا[2]), Kuzey Kafkasya ve Karadenizin kuzeydoğu kıyısında yer alan bir bölge ve tarihsel bir ülkedir. Bu Çerkes halkının vatanıdır.

Etiketler