ah şu kızı güzel, erkeği faşist ÇERKESLER!



Bir Çerkes olarak şunu açıkça söylemeliyim ki; dünyanın bütün halklarının bütün kadınları güzel ve erkekleri genelde yobazdır. Kendini genelle değerlendirmeyenler elbette “istisna” ve biz mutlak suretle, kaideyi bozmaya and içmiş bir azınlığız.
Şimdi yukarıda yazdığım o yazıyı, bir Kürt olarak, bir Türk olarak, bir Arap ya da bir Haymatlos olarak yazmam neyi değiştirir ki?  Bence de...
Benim bakış açım, işte o açıya giren Çerkes ve Erkek profili, Çerkes ve Kadın profili, bir kedi, bir ağaç, bir amip yok. Benim bakış açımda, Erkek ve Kadın – İnsan ve Doğa var; basit, tekdüze, kategorilerden arındırılmış bir biçim, sade, saf gerçeğe yakın olmak isteyen, bunu arayan, buna yol açmaya çabalayan, bunun savaşımını veren; doğru ya da yanlış bir açı... 
Bazı dostlar; güzel insanlar, iyi ve hoş bir yarın isteyen; kimi “güneşi zaptedeceğiz” kimi “özgürlük sokakta” kimi “ne tanrı ne devlet” diye bağıran dünyanın en güzel insanları; benim canım insanlarım, çay masalarımın, en güzel heceleri; ahmetler, mehmetler, ethemler, ümit amca, ümit.. cemal abi, ya da cemal.. Sırıtırken ya da kızarken Melike, öfkeli Mihrimah; Yürüyen ansiklopedi Mimi, canım  otostopdaşım, yoldaşım Kadir ve elbette aynı değerlere sahip Gökhan, kardeşim..

Bunlar; Türk, Kürd, Laz, Çerkes, Arap ama Bunlar, İnsan evlatları, insanlar! Güzel bir yarına, güzel insanlarla, güzel sohbetlerle, güzel şeyler yapmak için ulaşmak isteyenler; İşsizler, işliler, ekonomikler, kirada oturanlar, evinde sığınmacı gibi yaşayıp, evin üyesi gibi hissetmemi isteyenler; Misal.. Murat, Caner, Başak, Misal Melike.. Misal Berfin ya da ne bileyim; Hereke’den Hayri abi.. Eskişehir’den canım ciğerim annelerim, babalarım..

Hepsinin, ama hepsinin bakış açısında; cılız bir erkek ve Çerkes bir devim. Gerçekten devrimci bir başka bir Çerkes için ise belkide kaba bir erkek, minik bir Çerkesim. Yok mu sanıyorsunuz başka devrimci, proleter, mavi yaka, bedel ödeyen, hak arayan Çerkes? Yok mu sanıyorsunuz feodaliteye, bir çeşit Emperyalizme karşı savaşmış bir Çerkes halkı? Çerkes halkından birileri yok mu sanıyorsunuz halkların kardeşliği için afedersiniz “kıçını yırtan”? Eğer keskin çizgilerle, altını çize çize yok diyorsanız, bence bize karşı faşist bir önyargıda bulunuyorsunuz.

Enternasyonal Sosyalist ya da Anarşist Enternasyonalle örgütlü ve en basit tabiri ile Anarşist mücadele içinde tesadüfen bile rastlayabileceğim Çerkes sayısı elbette Kürdler ve Türkler kadar olamaz. Zaten bilimin istatistiklerine de aykırı. Aynı süzgeç ve yüzgeçte, şartların bastırdığı ve insanların bırakın etnisitelerini; yaşamlarında dahi asimile eden bir sistemde yaşadığımız gerçeğiyle Çerkeslere bakmamız gerekiyor. En başta, sizin Çerkes diye hitap ettiğiniz kişiler tam olarak kimleri kapsıyor bunu konuşmalıyız. Birisi bana Çerkes dediğinde, ben  Adiğe olarak algılıyorum fakat genel olarak sözü geçen Çerkes sözcüğüne oturttuğunuz karakterde; Abhaz, Adiğe, Çeçen, Oset, İnguş, Lak, yer yer Karaçay ve Kumuk’lar da var. Bunların içinde kuşkusuz ki anadolu’da yaşayan en kalabalık kitle Adiğeler (söylemlere göre, 3,5 milyondan başlayıp – 6 milyon nüfusa kadar devam etmektedir.) Şimdi size, tüm bu etnik gruplara mı Çerkes diyorsunuz yoksa sadece Adiğelere mi? Velev ki, kültürel benzerlikler ve tarihsel dönemler olarak şartların yanyana zorladığı biçimde değerlendirip biz tümüne birden Çerkes diyoruz; şimdi soruyorum o zaman... Siz bu halkların tarihsel trajedilerine ne kadar hakimsiniz? Siz bu halklar ile ilgili ne kadar bilgi sahibisiniz kısacası. 1730larda kayıt altına alınmış tarihin bize gösterdiği nokta; kendi içindeki feodaliteye karşı ayaklanmaya başlayan bir halkın varlığına işaret ediyor. Kendi içindeki feodaliteye karşı mücadelesi de “Bzeyiko” savaşları olarak tarihteki yerini koruyor. Tarihin o döneminde, Elbruz dağlarının Batısından gelen tek şey ise; köle tüccarları ve din misyonerleri. Zaten kendi içindeki feodaliteye karşı savaşın patlak verme sebeplerinden biri de, bu halkın din ile insanları bir çeşit köle kampanyasına davet etmesi, osmanlı halifeliğinin din tüccarları tarafından zenginleştirilmiş Pşı’ların kurdukları egemenlikler ile osmanlı ya da başka coğrafyalara güzel kadın satımı, asker alımı gibi iğrenç vakalar ve o zaman Türklerin de Kürdlerin de feryatlarını işitmedikleri, kendi içindeki işbirlikçilere karşı kadınlarını ve çocuklarını koruyan dağlara çekilmiş bir halk kitlesi; yapa yalnız...  tüm bunlar ola gelirken, Elbruz dağlarının doğusundan gelen Çarlık orduları tarafından yaşadıkları topraklardan uzaklaştırılmak istenilen ve kendilerine “yabani, dağlı, barbar, ilkel” denilen bir halk. Bir tarafta, köleleştirenler.. diğer tarafta öldürenler, kendi içinde işbirlikçiler; osmanlı için Rusya askerleri, Rusya için Osmanlı toprakları; kendileri için doğup büyüdükleri, öldükleri, ekip biçtikleri ve sadece yaşadıkları bir yerdeler. O zamanlar sadece ingiliz tarihçiler, haberciler, falanlar, filanlar var. Kimseleri yok. 1864 diye tabir edilen ve çok eskiden gelip, çok sonralara ulaşacak bir savaşın içinde bir halk ve bunun günümüz Türkiyesine, tüm akrabaları öldürülmüş, halkı soykırıma uğramış, kendileri sürülmüş olarak gelen Çerkesler. Nerede indiler ve ne yaşadılar, hiçbiriniz bilmiyorsunuz (söz meclisten dışarı) Kefken’de Samsun’da, Trabzon’da indiler. Günlük ortalama açlıktan ve hastalıktan nasılda ölüyorlardı; siz bilmiyorsunuz. (sözüm meclisten içeri) Kendileri için, nasıl kirli anlaşmalar yapılıyordu, bu anlaşmalara uygun biçimlerde nerelere, nasıl ve neden gönderiliyorlardı. Siz duymuyordunuz (söz cihana...) ama onlar yaşıyorlardı bu tarihi. Tarihin en kirli sayfaları, bu coğrafyada Çerkesler için yazılıyordu kısacası. Tarih, 1860lardı. Henüz Ermeni Soykırımı yapılmadan 50 küsür sene önce. Bugün Kefken’de Kemik tarlası denilen yerde, yerüstünde bulunan o kafa tasları, insan kemikleri; işte bu kızı güzel, erkeği faşist dediğiniz halkın bu topraklardaki ilk tarihidir. İşte bu Sochi Olimpiyatları diye belki ilk defa adını duyduğunuz şehir; kızı güzel, erkeği faşist dediğiniz Çerkeslerin tarihindeki kanlı vadidir. Hadi kardeşliğimizi pekiştirelim; Siz ne zaman Sochi’ye hayır dediniz? Ne zaman Soykırım tanınsın, Kefken’de sürgün ve soykırım anıtı yapılsın dediniz?

Sizde aynı soruları bize soracaksınız, bunun farkındayım ve söylemek istiyorum.. Daha 5 yıl önceye kadar meydanlarda, mitinglerde, eylemlerde, savaşlarda, bir yerlerde görmediğiniz şu 3 ok ve 12 yıldızlı bayrağı tutanlar varya; hiç kendi bayraklarını sallamadan, her halkın yangınına koşmakta olan insanlardı. İsimleri; Ümit, Yusuf, Mahir, Nazım, isimleri Ethem, Cemal, Feridun, Jineps’ti. İsimlerin ne önemi var? Biz güzel bir yarını sadece kendi halkımız yaşasın diye isteyecek kadar cimrileşmedik ki hiç. Yok mu o söyledikleriniz? Faşistler, Entellektüel Faşistler, Irkçılarımız? Biz önyargılı ve yalancı değiliz, varlar elbette. Ama en çok sizler kadar varlar. 3,5 milyon Çerkes, kolonyalist bir tarihte soykırımdan geçirilen ve sürgünle parçalanan şu halk; geldiği topraklarda, Filistinden, Samsuna, Kosova’dan Van’a kadar yerleştirilmiş şu millet. Tarihinin en parlak Haini diye lanse edilen Ethem’in Çerkesliği.. At hırsızları; İngiliz Peksimetine dahi muhtaçken yapayalnız kalmış, ailesinin bir kısmı balıkesir’e diğer bir kısmı Kfar Kama’ya kadar iskan edilmiş, paramparça bırakılmış ve hiç duyulmamış, hiç sorulmamış, acılarıyla, kanlarıyla; kendi kendine kendi kaderine terk ettiğiniz şu halk..

Güzel kadını da var elbette. En az güzel Kürd kadını kadar, güzel Türk kadını kadar güzel kadını var.
Faşist erkeği de var muhakkak, ama Kürd faşisti kadar, Türk faşisti kadar vardır en fazla..

Ne senden daha az,
ne de senden daha çok..

İnsan gibi yaşamak isteyeni de, insan gibi dövüşebileni de var.
Share:

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Çerkesçe

Translate

Çerkesler

Çerkesya

Çerkesya ya da Çerkezistan (Çerkesçe: Адыгэ Хэку,[1] Rusça: Черке́сия, Gürcüce: ჩერქეზეთი, Arapça: شيركاسيا[2]), Kuzey Kafkasya ve Karadenizin kuzeydoğu kıyısında yer alan bir bölge ve tarihsel bir ülkedir. Bu Çerkes halkının vatanıdır.

Etiketler