Çanlar çalmaya başladı

Hiçbirimizin istemediği fakat bir çoğumuzun ne yazık ki beklediği o günlere girilmiş gibi artık.. bu saatten sonra kararlılık, mücadelemizi sürdürmek ve yükseltmek için en çok ihtiyaç duyacağımız ilkemizdir. Kararlılığımızı mücadelemizle güçlendirmeli ve hedefimize doğru bu kararlı mücadele ile tereddüt etmeden gitmeliyiz. Bizi gündelik yaşamlarımızda bile şiddet kampanyaları ile korkutmaya çalışan muktedirler; bu şiddetin dozunu ne kadar arttırabileceklerini hem bize hem de tabanımıza gösteriyorlar. Çanlar çalıyor... Çanlar; elleri kana bulanmış faşistler için 'öldür!' diye çalıyor. Bizler, yaşamın onurlu taşıyıcılığını, bu onurumuzu oluşturan adil ve özgür bir dünya hayalimizi ve bu hayalimizi pratiğe dökerek, dünyanın bu coğrafyasını kandan beslenen emperyalist düzenden, bu düzenin sürdürücülerinden, tetikçilerinden temizleyerek kararlı bir biçimde sürdürmekte ısrarcı olmalıyız. Bizi; yaşamımızı elimizden almakla korkutuyorlar. Hatta içimize saldıkları bu korkuyu; arkadaşlarımızı gözlerimizin içine baka baka öldürerek tescilliyorlar. Kısacası; bizi öldürebileceklerini bize arkadaşlarımızı öldürerek gösterdiler. Sırayla hepimize gelecekmişçesine bir katliam, bir cinayet kampanyasının tam içine çekiyorlar arkadaşlar. Hem militarist örgütleri hem de besledikleri paramiliter grupları artık sokakta. Artık, toplumsal krizin çizgisindeyiz. Direnmek zorunda olduğumuzu, geleceğe bırakmak istediğimiz dünya için biliyoruz. Geleceğe bırakmak istediğimiz dünyanın nasıl olması gerektiği konusunda hepimizin farklı görüşleri olabilir, bu da kendi içimizde aşılacak bir problemdir. Fakat bu problem ölümcül ve hastalıklı değildir. Bizi birleştirecek ve kesin olduğumuz şey; geleceğe bırakmak istediğimiz dünyada neyin olacağı, neyin olmasını istediğimiz olamıyorsa; -ki olamıyor- neyin olmaması gerektiği, neyin olmasını istemediğimiz noktalar bizi bize zorluyor. Sokaklarda, adalet için, özgürlük ve eşitlik için haykıran insanları öldürmeye başladılar. Bütün bunları saklayacak olan, paramiliter katil sürülerini azdıracak olan vatan-bayrak niraları da artık ortada. Artık; bu ceberrut devlet; Tokat'taki yoldaşlarımıza karşı girişilen Linç girişimini, bütün şehirlerdeki faşistlere örnek gösterecek, herkesin böyle olmasını isteyecek kadar açık. Açık-açık bizi ya teslim olmaya -susmaya ya da ölüme davet ediyor. Sokaktaki gerilim yükseliyor dostlar. Şimdi bu mücadelemizin en çokta bireysel ve örgütsel kararlılığa ihtiyacı var. Çünkü, Çanlar, bizzat devlet aklı tarafından savaş için çaldırılıyor. Bizler de bu kirli savaşta; kendimizi müdaafa etmek zorunda kalacağız. Eğer bu, eğer bir davetiye ise; Nazım Hikmet'in Sacco ve Vanzetti için yazdığı şiirin şu mısralarıyla cevap veriyorum:

"
Burjuvazi,
kavgaya davet etti bizi
davetleri kabulümüzdür!
Biz nasıl bilirsek hep bir ağızdan gülmesini,
biliriz öylece yaşamasını ölmesini
hepimiz – birimiz için,
birimiz – hepimiz için!..”

Share:

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Çerkesçe

Translate

Çerkesler

Çerkesya

Çerkesya ya da Çerkezistan (Çerkesçe: Адыгэ Хэку,[1] Rusça: Черке́сия, Gürcüce: ჩერქეზეთი, Arapça: شيركاسيا[2]), Kuzey Kafkasya ve Karadenizin kuzeydoğu kıyısında yer alan bir bölge ve tarihsel bir ülkedir. Bu Çerkes halkının vatanıdır.

Etiketler