Mikro Feminizm - 1


Biliyorsunuz, bir önceki yazıda kurumsal erkek ve politik kadın temelleri üzerinden bir feminizm tanımı üzerinden ilerlemiştim. Feminizmin kendisini erkeğin sömürgesine karşıt bir anlayış üzerinden var ettiğini de söylemiştim. Mikro Feministleri bu derinlikten uzakta, kendisini kadının cinsiyeti üzerinden var etmeye çabalayan durumunu anlatmaya çalışmıştım. Bireyin cinsiyeti olarak kadın doğmuş birinin, topluma dikte eden kurumsal erkeğin neferi olabileceğini söylemiştim. Bunların daha rahat anlam bulabilmeleri lazım; bu yüzden kurumsal erkeği ve politik kadını, biyolojik cinsiyetten ayırarak çözümlemek gerekeceğine inanıyorum.

Kurumsal Erkeği Çözümleme

Kurumsal erkeğin örgütlenme temeli kesinlikle hiyerarşidir.  Yaşama bakış algısını bu temelle şekillendirir ve hiyerarşinin en tepesine bir cinsiyeti yerleştirir; bu da elbette erkektir. İnsan toplulukları içerisinde kendini kültürel nüvelerle şekillendirerek bir takım toplumsal yasalar inşa eder, bunlara; gelenek denir. Bunlar kendi içerisinde bir topluluğu şekillendirir ve ona diğer topluluklardan farklılıkta kazandırır. Bu farklılıklar topluluğun yaşadığı coğrafyaya ve coğrafyadaki diğer topluluklarla arasındaki ilişki biçimine göre şekil alır. Bugün binlerce yıllık bu sürecin ortaya çıkardığı üst-kurum kavramı; ulustur. Bu kavrama göre şekillenen üst-örgüt ise devlettir.  Bazı feminist arkadaşlarımız kendilerini bu kavramın parçası olarak, onun örgütüne karşı bağlılık duysalar da, ne yazık ki ulus kavramı, kurumsal erkeğin güncel sosyal politikası olarak oluştuğundan, bütün uluslar erkektir ve bütün devletleri bu erkek uluslar inşa etmiştir.

Kısacası, ulus kavramı erkektir ve onu ortaya çıkaran tarihi de öyledir. Devlet örgütü erkektir ve onu ortaya çıkaran tarihi de öyledir. Devlet, genel anlayış olarak ulus kavramından eskiye uzanıyor gibi gelebilir. Fakat ulus kavramının üst örgütü olan devlet ile, tebaa kavramının üst örgütü olan devlet aynı devlet değillerdir. Çünkü her erkek kavramı, kendi devletini inşa etmiştir ve bu devletlerin hepsinin en büyük ortak tarafı; hepsinin erkek olmasıdır. Bütün devletler hiyerarşiyle yönetilmektedir ve hepsi güce dayalıdır. Kurumsal erkeği temsil etmekten asla taviz vermemişlerdir.
Kurumsal erkek, üst-örgütü besleyecek bir çok alt-örgütü ile hepsi aynı amaca hizmet eden karmaşık bir yapıya sahiptir.

En aşağıdaki alt-örgütü ailedir.

Bu düşünceye farklı sebeplerle bazı feminist arkadaşlarımız itiraz edecektir, çünkü klasik aile kavramı; bir çocuk ve onun varlık sebebi olan iki yetişkin tarafından tanımlanır. Bu da duygusal bir bağ oluşturmaktadır. Hiç kimse bir çocuğa, annesi ve babasıyla oluşturdukları aile yapısının kötü bir şey olduğunu anlatmaya cesaret edemez. Ancak bu, aile kavramının kurumsal erkeğin en alt-örgütü olduğu gerçeğini değiştiremez. Aile, oluşturduğu bireyleri kurumsal erkeğin toplumsal yapısına alıştırmaktaki en büyük rolü oynar. Aileler kendi kültürünü inşa edemez, ailenin bağlı olduğu ve kendini inşa eden bir kültür vardır ve o kültürün bağlı olduğu tek şey; gelenektir.

Ailenin bir üst örgütü, toplumdur.
Toplum sokaktır, mahalledir, kenttir, bölgedir, milliyettir, vatandaşlıktır.
Aile topluma dayalı birey yetiştirmekle, toplum devlete dayalı vatandaş yetiştirmekle yükümlüdür. Her ikisi de, kurumsal erkeğin amacı doğrultusunda işler.

Şurası unutulmamalıdır, kurumsal erkeğin en alt-örgütü aile olsa da, onun devamlılığının ta kendisi de ailedir. Aile düzeni ve onun direkt ilişkide olduğu toplum düzenleri; (sokak, mahalle, kent, milliyet, soy, akrabalık vs.) kurumsal erkeğin okullarıdır.

...ve ne yazık ki feministleri büyük bölümü, kurumsal erkeğin bu yönünü yeterince açık ifade edemezler. Erkeği, apış arasında pipi taşıyan insana indirgeyen mikro feministlerin ütopik kızkardeşlikleri bir kenara dursun, politik kadının inşasının farkında devrimci feministler dahi; kurumsal erkeğin en üst örgütü üzerinden tanımlama koymaktalar. Onlara göre kurumsal erkeğin en üst örgütü olan devlet yıkıldığında veya devrimle ele geçirildiğinde, erkeklik son bulacaktır. Halbuki ailenin ve toplumun sürekli asker yetişrdiği bu erkek, yeniden örgütlenmeye o kadar meyillidir ki, bunu devlete karşı devrimle yok edebilmekte ancak bir ütopya olabilir. Çünkü kurumsal erkeğin toplumlardaki nüfuzu, onu sadece devlete bağlamaz. Yeniden devlet olmaya da sürükler. Ve şiddete dayalı güç, kurumsal erkeğin en büyük silahıdır. Şiddete dayalı güçte, kurumsal erkeğin yapabileceklerini, hiç kimse yapamaz. Bu yüzden kurumsal erkeğin kaynakları yeteri kadar tartışılmalı ve onu var eden toplumsal kültüre karşı da bir bilinç oluşturulmalıdır.

Politik kadın ile devam edecek...

Share:

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Çerkesçe

Translate

Çerkesler

Çerkesya

Çerkesya ya da Çerkezistan (Çerkesçe: Адыгэ Хэку,[1] Rusça: Черке́сия, Gürcüce: ჩერქეზეთი, Arapça: شيركاسيا[2]), Kuzey Kafkasya ve Karadenizin kuzeydoğu kıyısında yer alan bir bölge ve tarihsel bir ülkedir. Bu Çerkes halkının vatanıdır.

Etiketler