Önce - Sonra

Sonradan yapılan hiçbir önlem, önceden
gelişmiş anıları yok edecek güçte değildir fakat şimdiden yapılmış bir hareket,
sonradan oluşacak anıların kaderini belirlemekte bir katkı payı barındırır.


Hayat,
şimdi ile sürülen bir sefa da olsa, biraz sonra yaşayacağınızın iyi şeyler
olacağını garanti etmez, bu durumda insan olmak bazı avantajlar sağlayarak bize
geleceğin yol haritasını çizmekte faydalı olur. İnsan hayatı ise tam bu
prensipler üzerine kurulu bir düzen içerisinde gelişir, sonuçlanır. Bu durumu
kavrayan, ele alan ve geliştiren kimseler geleceğini istediği gibi
güncelleyerek hayatta pozitif atılımlar yaratır. Devletler, toplumlar ve
kültürlerde bu prensipte güncel kalarak varlıklarını korumaya yönelik, yaptığı
atılımları geleceğe dönüştürme pahasına çalışır, bazen dâhili olan insanlara
bedeller ödeterek bile olsa aslında bütün amaç ve gayeleri; varlıklarını
korumak adına alınmış tedbirlerin, sonradan oluşabilecek bazı durumlarda işe
yaramasıdır. Örgütlü halk; birleşmiş toplum ve organize işlev demektir.
Organizasyon, insan hayatının kaderini belirleyen temel etmendir. İnsanlar
organize bir şekilde yaşarlar, hayatlarını organize eder ve organizasyonda
güçlenmeye çalışarak varlıklarını korumaya yönelirler. Örgütlenmek,
organizasyonların kolonudur. Örgütsüz bir organizasyon başarısız bir denemedir;
örgütlenmenin ne şekilde olacağı ise kuşkusuz tartışma sebebidir. Çünkü örgüt;
3 veya daha fazla kişinin amaçları uğrunda vereceği mücadele ve genel anlamda
her kimseyi tatmin edecek bir organizasyondur. Bu organizasyon tek bir kişi
veya kesimin elinde; amacından düşerek, elinde olduğu kimselerin hizmetine ve
çıkarına dönüştüğünde bütün organizasyon başarısız ve negatiflik yayar. Bu
negatifliğin anlaşılması, organizasyonun ne şekilde saklandığına ve
eğilimlerine göre değişebilir. Kesim veya kişilerin, örgütlü organizasyonun
kuruluş amacından saptırılarak ele aldığı ve organizasyonun parçası olan diğer
kimseleri; kendi çıkar ve amaçları doğrultusunda kullanarak yanılttığı bir
organizasyon ise, demokratik koşullarda sağlanmış belirli bir süre karar
mekanizmasını tek elinde barındırabilecek güce erişilebilen koşullarda
oluşacaktır. Bu koşulların minimuma indirgeneceği ek önlemlerle, organizasyonun
içinde gereksiz ve çeşitli değişik birimlerin oluşacağı düşünüldüğünde bile
verimine karşı olumsuz bir etki yaratacağı ise kabul edilmesi gereken bir
durumdur. Sebeplerine gelince; içeride oluşturulmuş ve kötü amacı engelleyici
önlem birimlerinin de ele alınabileceği, kadrolaşmanın mümkün olduğu gerçeğidir.
Zira devlet; organizasyonlar içinde en mantıksız olmasına rağmen, kadrolaşma
kültürünü silah ve şiddetle koruyabilme paketleriyle kendini garantiye almak
isteyen en kötü organizasyondur. İçindeki farklılıkları; en başta belirttiğim
şekilde henüz ortaya çıkmadan tespit ederek; kurduğu gereksiz birimlerde
organizasyonun gidişatını belirlemek amacıyla, dahili ettiği bütün kişi ve
kimselerin adına tek başına karar verebilme yetkisine sahiptir. Devlet; bir
örgüttür. Bu örgüt, adına halk denmiş bir organizasyon yaratarak, kurulmuş
diğer organizasyonlar içinde bir yarışma sürecine tabi olur. Para denen
belirleyici unsuru; gücünün simgesine çevirir ve işlevin ana maddesini gücüne
dayatarak, organizasyonlar arası bir sidik yarışında milyonlarca insan adına
yetki sahibidir. Aynı zamanda ise organizasyonun dahili olan insanlara çeşitli
görevler yükleyecek ek paketleriyle; işçi-memur gibi kavramları yaratır.
Yarattığı kavramlara, denetleyici birimleri yaratır, birimleri ise kendi başına
işlevli bir hale sokmak için hiyerarşiyi, hiyerarşide bir sorguyu yok etmek
için ise gücünün simgesi olan parayı koyar; paraya değer katar ve insan yaşama
biçimini oluşturan döngüde parayı geçerli kılarak hayatın standartlarını ona
kodlar. Bu çok mühim ve karmaşık gelen döngü basittir. Örneklemek gerekirse;
avcı bir av yerine üç av ile döner, avlanmayana avını verirken karşılığında
ateşini kullanır ve elinde kalan fazladan bir avı da pişirerek, avlanmayan ve
ateşi olmayana, evini temizlemesi karşılığında hazır verir. İşte tüm bu
örnekteki işlevselliğe avcı, av, ateşçi ve tembelin arasındaki hukuka sadece
paranın adını koyarak devam eder. Bu durumda; avcı bir yerine üç av yapar,
ateşçiden para karşılığında ateş alarak, ateşçiye para karşılığında bir av
verir ve aldığı ateşle elindeki iki avı pişirir, avlanmayan ve ateşi olmayana
ise para karşılığında evini temizlettirir ve o kişide aldığı parayla avcının
elindeki pişmiş bir avı alır. Peki, bu basit örneğin organizasyonla ne alakası
var diye düşünüz mü? Evet, çok büyük bir alakası var, size organizasyonlar
içindeki en büyük ve en saçma olanının devlet olduğunu söylemiştim. Bu organizasyon,
tamamen önceden alınmış tedbirlerin ve projelerin gelecekteki dönümüyle
beslenir. Daha açık olmak gerekirse; önceden yarattığı projelerin gelişimini
sağlarken ek tedbirler alarak insanların bu tedbirlerle istenilen şekilde
ilerlemesini ve gelişmesini sağlar ve bu gelişimin ilerlemesiyle hiçbir emek
harcamadan, avından avını, ateşçiden ateşini ve tembelinden hizmetini
alabilecek bir döngüyü yaratır. Bu döngüyü sabitler ve ek projeler üreterek
bunun boyutunu yeniden şekillendirir, ek tedbirlerle bu projenin gidişatını da
hızlandırırken kısır bir döngüde hiçbir zaman emek harcamadan geçinen ve bunu
alışkanlık haline getiren bir kesimi var eder. Buna kısaca, parazitlerin
örgütlü gücü diyelim. Daha net boyutta: Devlet parazitlerin örgütlü gücüyle, emekçilerin
sırtından geçinen ve hiç çalışmadan onlardan daha çok beslenen döngüyü yaratır.
Konumuzla ilgili kısımda ise önce-sonra meselesinde, devlet kadar kötü bir
organizasyonun bile böyle bir prensipte buluşarak bu kadar garip bir döngüyü
yarattığını görerek, örgütlü ve öngörülü bir organizasyonun ne kadar güçlü
olacağını tahmin etmek çok zor değildir. Örgütlü halklar; böyle bir prensipte
buluşursa, geleceklerini tayin etme konusunda daha işlevsel ve güçlü bir konuma
gelebilir. Projeler, şimdiyi yaşamaktan çok, sonrayı etkileyecek unsurlar
üzerine kurulu ve şimdi yaptıklarına geleceği yönlendirmek üzerine dayalı
olmalıdır. Aksi halde, bir anda ses verip, gelecekte sönecek bir organizasyon
sadece insanın kendini tatmin etmesi yolunda bir adım olacaktır.


Canberk Apiş

Share:

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Çerkesçe

Translate

Çerkesler

Çerkesya

Çerkesya ya da Çerkezistan (Çerkesçe: Адыгэ Хэку,[1] Rusça: Черке́сия, Gürcüce: ჩერქეზეთი, Arapça: شيركاسيا[2]), Kuzey Kafkasya ve Karadenizin kuzeydoğu kıyısında yer alan bir bölge ve tarihsel bir ülkedir. Bu Çerkes halkının vatanıdır.

Etiketler