Örgütlü Saldırılar sürecekse, savunma güçleri de örgütlenmelidir.

Savunma terimi üzerine düşünüldüğünde elbette bir saldırı aranmaktadır. Şimdi yoldaşlar kendi iç uzlaşma kanatlarında bunu da konuşuyorlar, belki hiç açılmamış bir paragrafı konuşmamız gerekiyor. Bir saldırı olmaksızın, bir savunma mekanizmasının geçersizliği üzerine benim de itirazım var! Çünkü insanlığa, özgürlüğe ve yaşam alanına bir defa bile saldırı olduğunda (ki çok daha fazlası olmuştur.) savunma mutlaka doğal bir refleks haline gelir. Saldırı olabileceği ihtimali sürekli bir şüphe uyandırır ve genellikle bu şüpheler yerindedir. Çünkü zayıflık; küçüklük veya azlık değil; hazırsızlıktır. Eyleyen azınlığın, gündemden düşmeyen saldırıkara çeşitli savunma yolları oluşturması; bir saldırı paranoyası, korku değil aksine; paranoyaları yok etme, korkunun üstesinden gelmesiyle ilişkilendirilebilir. Aynı zamanda saldırganlığı ilke edinmişler çağında, düşmanın ritmik tüm saldırılarına karşılık savunma da ilkeleşmelidir. Bilinmelidir ki; her tarafın bir karşı tarafı olur ve bu tarafların karşı taraflara karşı gerçekleştirdikleri her hareketin de bir karşılığı bulunur. Düşmanların günceleştirdikleri saldırılar; yoldaşların günceleştirecekleri savunmaları doğuramıyorsa; düşmanlar tarafından kuşatılan bir hareketin tam içinde olup-olmadığımızı düşünmemiz gerekir.

Savunma; ilkeselleşmeden önce ihtiyaçlaştığında; (ki büyük ihtiyaç olduğunu düşünmekteyim) ve bu ihtiyaç bir hayat meselesine dönüştüğünde; artık savunmasızlığa karşılık canlar veriliyorsa ve düşman bunu kullanarak iyice hayata kast ediyorsa; savunmanın şiddetli gücünün şiddet içeriğinden; bunu o denli ihtiyaç haline getiren düşmanın kendisi sorumludur. Savunma şiddeti; tamamen saldırı şiddetiyle alakalıdır. Bu durumda; ortalık yere zarar veren bir savunmadan önce, bunu ihtiyaç haline getiren saldırganlığın eleştirisi olmalıdır. Saldırıları eleştiremeden, savunmaları eleştirenleri ise; tarihin ikiyüzlüleri olarak değerlendirip pek ciddiye almamamız gerekiyor.

Bugün Kürdistan başta olmak üzere bir çok çeşitli bölgede; savunma güçlerine yönelen eleştirilerin malesef saldırı güçlerine yönelmediği gerçekçiliğini düşünmeliyiz. Bugün saldırılar karşısında tecrübelenerek savunma kanatlarını oluşturamayan direniş sahalarının kaybettiklerini de konuşmalıyız ve savunma ihtiyacına karşın; barış, antimilitarizm, şiddetsizlik gibi evrensel değerleri; tek taraflı olarak direnenlere dayatıp, saldıranlara karşı hiçbir fiili hareketi olmayanları da tanımalıyız.

Saldırı varsa, savunma da olur. örgütlü savunmanın bulunmadığı örgütlü saldırılar karşısında direnenler; kaybettikleri herşey için sorumlu sayılmalılar.

Share:

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Çerkesçe

Translate

Çerkesler

Çerkesya

Çerkesya ya da Çerkezistan (Çerkesçe: Адыгэ Хэку,[1] Rusça: Черке́сия, Gürcüce: ჩერქეზეთი, Arapça: شيركاسيا[2]), Kuzey Kafkasya ve Karadenizin kuzeydoğu kıyısında yer alan bir bölge ve tarihsel bir ülkedir. Bu Çerkes halkının vatanıdır.

Etiketler