BÖLGE, DENGE VE ÇERKES DİYASPORASI

BÖLGE, DENGE VE ÇERKES DİYASPORASI
_________________________________________
"Rahat olun, hepimiz Çerkesiz."

Bölgemizde değişen dengeler koltuklarına kök saldığına inanan iktidar zihniyetinin canını bir hayli sıkıyor. Havada kimileri için korku, kimileri için umut kokusu var.. Korkunun kokusunu alan zihniyet kendini güçle örtpas etmek için iyice saldırgan tavır sergiliyor. İstiyor ki; kendi ruhuna sinmiş dehşeti, kendinin ortaya saçılmış en vahşi haline rağmen hala inatla umut kokusu alarak direnen kitleleri sindirebilsin. Fakat artık birşeyler netleşmiş vaziyette. Bunu en iyi analiz edebileceğimiz durum ise, bölgede konuşlanmış emperyalist yapıların taraflara karşı artık değişiklik gösteren tutumları. Bir zamanlar işbirliği halinde bölgeyi paylaştıkları, birlikte cinayet işledikleri, birlikte büyük-küçük sömürgeler yarattıkları iktidar zihniyetine karşı iyice açığa çıkan güvensizlik halleri; eski iktidar zihniyetinin tüm vahşetine rağmen umutla direnenlerin gücünü ciddiye aldıklarının işareti gibi okunabilir. Bölgemizde saldırganlara karşı direnen kitlelerin içinde ki pürüz de ciddiye alınacak olursa, bir anda değişebilecek dengelerden bahsetmekte ne yazık ki mümküm. Bölgenin çeşitli devlet  yapılarında, iktidarların resmi ya da gayrı resmi ordularına karşı savaşan yapılar içinde savaşın ağır şartlarından kaynaklanan bazı politik paradokslar var, kuşkusuz ki savaşın içindeki şartlar; masa başından değerlendirilebilecek kadar kolay değil. Bunlar ise mutlaka tartışılması gereken şeyler. Fakat tartışmalarda yanlış-doğru yaklaşımında hassas olunması, anlaşılması için daha faydalı olabilir. Günümüzün dünyasında sermaye odaklı iktidarların kaynağa dönüştürdüğü savaş ve savaşın yarattığı ticari sermayenin burjuvazi tarafından ticari bir kaynak olarak algılanması; savaş kazandıran şartları değiştirebilecek nitelikle silahlar üretir vaziyete getirmiş ve artık neredeyse tamamen bir tekele dönüşmüştür. Buna karşı çözümsel yaklaşımlar olmadan, savaşın içindeki kitlelerin kendileri için hayati nitelik barındıran bazı yanlışları yapmalarını eleştirmenin yapıcı bir yanı olduğu konusunda ne yazık ki kuşkuluyum.

Bölgede dengeler değişirken, mevcut şartlar altında geleceğini göremeyen halklar içinde bir tartışma başlatıyor. Mevcut iktidarın kendi hakimiyet alanında tuttuğu halkların şartlarına yaklaşımı-da bu tartışmaların bir parçası olurken, yıllardır mevcut şartlara itiraz eden kesimlerde bölgede değişen dengelerin kendilerine taşıdığı umutla seslerini yükseltmeye başlıyorlar.
Son yıllarda, Bölgede yaşayan Çerkes Diyasporasının bir ferdi olarak kendi halkıma baktığımda gördüğüm durumda tamamen bu yönde seyir ediyor. Uzakta bir umut gören fakat hangi patikanın o umuda gittiğini görmeyen Çerkes grupları var ama bazı Çerkes gruplarının bir umut gördüğünü anlayabilen bir de iktidar var. İktidar, kendi temsil ettiği yapının açtığı yaraları iyi biliyor ve oralara yönelik bir siyaset geliştiriyor. İktidarın ürettiği siyaseti taşıyan Çerkes grupları ve kişileri var. Bunlar bilinçli ya da bilinçsiz, hesaplı ya da hesapsız olabilirler bilemiyorum, bilmekte istemiyorum fakat bildiğim birşey varsa; iktidarın ne yaptığını çok iyi bildiği. Fakat iktidarın ne yaptığını bilen muhalif Çerkes grupları ve kişileride olduğunu ve siyasi bir yükseliş içinde olduklarını da biliyoruz. İki tarafında olması; diyaspora için daha verimli bir siyasi düşünceyi örgütlemek için iyi bir neden, fakat yapılar içinde iktidar zihniyetinin sancağını taşımayan grupların belirsizliklerine son verememeleri bunu ciddi bir risk haline getiriyor.  Bu riski görebilen grupların öncülerinin son günlerdeki tutumu bana umut vermekle birlikte, belirsizlikleri üzerinden atarak kendini netleştiremeden geçirdikleri her gün, ne yazık ki büyük bir kayıp. Büyük bir kayıp çünkü; bölgenin diğer halklarının ortaya çıkardığı talepler, bunların gündemi ve konuşulması, netleşilmesi başlamış ve ilişkiler yerli yerine oturmaya başlamış bir vaziyette. Bugünlerden geçtikten sonra, ortaya çıkaracağımız her talep, haklı ama ne yazık ki geç kalınmış bir talep olabilir ve ağır işleyen bir sürece sıkışabilir
Kısaca demek istediğim şey; "kendi haklı" radikal sınırları içerisinde sıkışan ve bu sınırların dışında kalanlara karşı düşmanca saldıran grupların birbirleri arasındaki tartışmayı gündemlerinden ve değdikleri halk kitlelerinin  gündemlerinden düşürmeden tartışmaları, bugün Çerkes halkının gündemini işgal ederek; kendi geleceğine yönelik politik bir program üretmeyi ertelediği gibi engelliyorda. Epey zaman önce yazdığım bir makalemde; "Kısacası; Çerkes siyasetinden bahsetmek zor, fakat Çerkeslerin kendi içlerindeki siyasetlerinden bahsetmek mümkün. Mümkün evet; çevrenize dikkatlice bakınca gördüğünüz şey; bir Çerkesin, diğer Çerkese hala siyaset yapmakta olduğudur. Çerkeslerin ülkede siyaset yaptığı falanda yoktur." yazarakta belirtmiştim bu durumu. Çeşitli gruplara ve o grupların düşüncelerini paylaşan insanlara açıkça söylediğim gibi. Çerkeslerin devrim yapmak gibi bir derdinin olduğunu söyleyemeyiz, Çerkeslerin islamı yeryüzüne yaymak gibi bir derdinin olduğunu da söyleyemeyiz, Çerkeslerin iktidarı güçlendirmek gibi bir derdinin olduğunu da, Çerkeslerin topyekün bir partiyi güçlendirmek gibi bir derdinin olduğunu da... Çerkeslerin, mevcut şartlar altında en büyük dertleri; var kalabilecekleri şartları oluşturmaktır. Bunu nasıl yapacağımız ise ne yazık ki bizim arzuladığımız şekilde olamamaktadır, bunun belirleyicisi halkın mevcut sosyo-kültürel durumudur ve bu durum göz ardı edilemez. Tabiri caizse "Tayyibin Bilal'e anlattığı gibi" halkımıza anlatabileceğimiz bir yol bulunmalıdır. Eğer söz konusu Çerkesler için, Çerkeslik için birşey yapmaksa; dini  ya da siyasi kalıplarımızın üzerine kurulu bir politika üretmekte ısrar etmek, çocukluktur. Anlamamız gereken şey ise; bu halkın çocukluk hayalleri üzerinden kaybedecek vaktinin olmadığıdır. Halkımızla uzlaşmadan, halkımıza ne kazandırabiliriz? Radikal devrimcilerimiz, devrimci tüm birikimlerini; devrim üzerine sabitlenmiş örgütlere harcayabilir. Dini misyonerlerimizde aynı keza. Bunları yaşatabileceğimiz ve mücadelesini destekleyebileceğimiz, bunlara odaklı örgütler zaten bolca varken; asimilasyonun derinlerine nüfuz ettiği Çerkes Diyasporasının siyasi bilincini-de radikal ideolojik yörüngelere entegre etmeyi arzulamak; amaç her ne kadar insani olursa olsun halkımızın toplumsal entellektüel birikimlerinin gerçekçi karşılığı değerlendirildiğinde gerçekleşmesi imkansıza yakın durduğu göz önüne alındığında ihanet etmekten farksızdır. Çerkeslerin ihtiyaç duyduğu şeyleri doğru yorumlamak ve ortalama siyasi bilince sahip bir Çerkesin anlayacağı türden bir yol oluşturmak artık zaruri bir ihtiyaçtır. Peki, hareketlerin birbirlerinin yaptıklarını ya da yapmadıklarını bu kadar yoğun tartıştığı bir dönemde, zaruri ihtiyaçlarımıza çözüm üretecek tartışmaları nasıl başaracağız? Bunun cevabı hepimizde. Sorun bizim sessizliğimiz, çözümde bizim sesliliğimiz gibi duruyor.
Share:

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Çerkesçe

Translate

Çerkesler

Çerkesya

Çerkesya ya da Çerkezistan (Çerkesçe: Адыгэ Хэку,[1] Rusça: Черке́сия, Gürcüce: ჩერქეზეთი, Arapça: شيركاسيا[2]), Kuzey Kafkasya ve Karadenizin kuzeydoğu kıyısında yer alan bir bölge ve tarihsel bir ülkedir. Bu Çerkes halkının vatanıdır.

Etiketler