Türkiye, Özgürlük ve Çerkesler [2010 yazımlı]

 Tercihim nedeniyle partili bir özgürlük anlayışı yerine her zaman hiyerarşinin bulunmadığı topluluk veya inisiyatif gibi mücadelelere katıldım. Yine görüşüm açısından ki, militarist bir örgütlenmede bulunmadım ve bulunmamda. Kendime çok tepeden bakmıyorum, çok alçaktan da görmüyorum kendimi benden daha eski ve hayatlarını neredeyse davalarına adamış, işkenceler görmüş bir dönemin bütün çilesini çekmiş büyüklerim var, şimdi onların karşısında böyle böbürlenerek kendimi yüceltmek benim anlayışıma sığmaz fakat gerçekleri konuşmak gerektiğinde kimin kalbinin kırılacağını pek umursamadım genelde. Bu halim, her zaman aynıdır. Evin içinden, evin dışına veya hayatın çok değişik noktalarında dahi gerçekleri (bildiğim gerçekleri diyeyim) konuşmanın pahası ne olursa olsun konuştum. Yine konuşurum.
Bildiğimiz üzere Türkiye’de bugünlerde demokrasileşme adına yaşanan ve vahim davranışlar gösteren bir takım hareketlenmeler var. Bu hareketleri dikkatle izliyoruz ben, yoldaşlarım ve birçok insan; kimisi batıya dayandırırken konuyu, kimisi samimi bulmamakta ve az talep diye homurdanarak, tatmin olmayan, sert çıkışanlar göstermekte. Bende sabit bir düşünceyle ne destek vermekte sonuna kadar ısrarcıyım ne de kınamakta, bana göre hareketlenme (uyanış) hiçbir şey yapmadan durmaktan daha iyidir.  Dinamikleri canlandırır ve doğru işleve doğru yol almak için çabalar, daha beter-de edebilir fakat öylece kalmaktansa, boyun eğip verilene şükür etmektense dimdik mücadele edilip daha kötü sonuç alma riskine karşı bile devrimci ve özgürlükçü mücadeleye girişmek iyidir. Şimdi daha beter olacak diye bulunduğumuz bu noktayı kabullenmek gerekmiyor, öyle düşünenlere ise hayret ediyorum! Biz bu betere alışmaya mahkum değiliz, öyle olmamızı talepte edemezsiniz. Biz inandığımız davamızı, özgürlüğü hedef edinip her ihtimale karşı düşünerek bir mücadelede bulunmalıyız. Biz tatmin olmamalıyız! Daha fazla özgürlük, daha fazla eşitlik istemeliyiz. Ama bugün ki mücadeleyi yetersiz görüp bize yüz çevirenlere-de hayret ediyorum! Bir anda, büyük bir değişim bekleyenlere hayret ediyorum… bir mücadele verirken, küçükten büyüğe doğru gitmek gerekir çünkü, en büyüğü hedef edinip, küçük değişimleri yok sayarak sırt çevirdikçe yerimizde saydığımız günlerin sayısına sayı ekleniyor… mücadeleyi tatmin olmaz bir özgürlük anlayışı ile fakat küçük kazanımları da başarı olarak kabullenen bir anlayış ile gerçekleştirmeliyiz. Biliyorsunuz ki tarihi bir değişim olarak Çerkesler ilk defa toplu halde meydanlara inip özgürlük, eşitlik arayışına girdiler, anayasa için taleplerde bulundular. Bu hem Çerkes milletinin içinde, hem de Çerkesleri tanıyan dışarıdaki kesimde bir şok etkisi yarattı. Bu şok öylesine belirgindi ki, Çerkeslerin içinde bazıları bunu hazmetmesi mümkün olmayan bir davranış olarak değerlendirip, kendi kültürel varlıklarının üstüne Türk kimliğini geçirip Çerkeslerin uyanmadaki haklılıklarını ispatlamaya yetti. Çünkü, vatan bilincini Türk kimliğine giydirmiş ve Türk’leşmeyi normal olarak algılayan Çerkesler, kendi hakları için mücadele veren Çerkesleri hainlik yapmaya yeltenmekle suçladı neredeyse. Kendi içlerinde bir kesim ise tatmin olmayıp neredeyse yüz çevirmeye varabilecek kadar darıldı bu tatminsizliğe, buda normal değil. Anlamak, sorgulamak ve bulmak lazım. Doğruyu, nedeni ve sonuçla ilişkiyi bulmak lazım, sonuca odaklanıp ayrıntıyı pas geçerek varacağımız bilgi ve düşünce tehlikelidir. Çerkesler, mitingde 2.000 kişi civarındalardı, bu mükemmel bir sonuç olmasa bile bugüne kadar (1864ten) uyumuş ve susmuş bir topluma göre ayakta alkışlanası bir durumdu. Henüz yeni dirilmeye başlayan Çerkes gençliğinin, Kaffed’e karşı inisiyatifler, örgütlenmeler içine girmesi ve aynı zamanda “Kaffed kimsenin babasının malı değildir, Kaffed bizim, Birkaf bizim; Biz kurumla değil, yönetimle anlaşamıyoruz” demesi olgunca bir davranıştı. Kentleşme sonucunda düştükleri durumların tespiti, kültürel varlıklarını korumak için üniversitelerde değil, ilk öğretimde ve hatta anaokulunda seçmeli olarak Çerkesçe eğitiminden bahsedilmesi, bugünün kapitalist dünyasında insanların televizyonla ilişkilerini çözümleyerek 7/24 yayın yapan Çerkesçe televizyon istemeleri ve bunları özellikle istemekteki düşüncelerin açılımı, Çerkes toplumunun devrimci mücadele içinde kitlesel olarak olmasa dahi, bireysel olarak olgunlaşmış kişilerin çok olduğunu gösteren şeylerdi. Şimdi Çerkes toplumu 2nci sınavıyla baş başa kalmıştır ve bende bir Çerkes olarak inanıyorum ki bu sorunu aşacaktır. Bu sınav, 1,5 asırdır sessiz kalan bir milletin bir anda parlaması ile ilgili kendi içinde doğan sorunlara karşı verdiği siyasileşme sınavıdır. Kendi içinde tartışarak doğruyu bulacakları, mücadeleye daha güçlü girişecekleri bir sınavıdır. Fakat şöyle bir sıkıntı var ki, nasıl halledileceği konusunda bir fikir çıkaramıyoruz. Özgürlük mücadelesi yalnızca Çerkeslerin, yalnızca Kürtlerin, Yalnızca Alevilerin değildir bu mücadele bu topraklar üstünde yaşayan her kesimin, her toplumun mücadelesidir ve birleşme ihtiyacı vardır. Çerkes toplumu bu gereksinimi nasıl anlayacaktır ve değerlendirecektir biraz kuşkulu. Zira Çerkesler geldiklerinden bu yana sessizliklerini korumakla kalmamış; Türk kimliğine üstün hizmetler ederek, devletin bir çok kritik yerinde üst düzey görevler almıştır ve bu durum Çerkes milletinin eşitlik, özgürlük, anadil gibi sıkıntılarında diğer mücadelelerle birleşmesini zorlaştırıyor. Şimdi halk bir karar vermelidir! Devrim bütün müdür? Yoksa parçalanmış mıdır? Şimdi halklar kendilerine sormalıdır! Kürtler isteklerine kavuşunca Çerkesler için konuşacaklar mı, susacaklar mı? Çerkesler isteklerine kavuşunca Kürtler için konuşacaklar mı? Susacaklar mı? Siyasi yapılanma süreci sadece kendi kutbunda ve ekseninde, başka hak ve özgürlüklere kapalı kalarak isteğine erişince tekrar eriyecek mi?…
Canberk Apiş
Share:

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Çerkesçe

Translate

Çerkesler

Çerkesya

Çerkesya ya da Çerkezistan (Çerkesçe: Адыгэ Хэку,[1] Rusça: Черке́сия, Gürcüce: ჩერქეზეთი, Arapça: شيركاسيا[2]), Kuzey Kafkasya ve Karadenizin kuzeydoğu kıyısında yer alan bir bölge ve tarihsel bir ülkedir. Bu Çerkes halkının vatanıdır.

Etiketler